28 Ekim 2016

Rival e Loop Revital Q10 Lıftıng Serum

Merhabalar
Bugün çok severek kullandığım ve beni şaşırtan bi üründen bahsetmek istedim.
Rossman mağazalarında satılan Rival De Loop markasını neredeyse hepimiz duyup görüyoruz. Bende bakıp geçenlerdendim. Aslında birazda ön yargı diyelim zira ürünlerin fiyatı şaşırtıcı şekilde ekonomik! (ucuz kelimesi kulağıma kötü geldiğinden pek kullanmayı tercih etmiyorum) E serde uygun fiyatlı ürünlerin kalitesinden şüphe etme var ya o yüzden bi mesafe vardı Sonraları Rival de Loop markasının ürünlerinin başarılı olduğunu bir kaç defa duyunca bi deneyeyim dedim.
İçinde Q10 var ve Q10 çok güçlü bir Antioksidan. Q10 desteği alan ciltte yaşlanmanın yavaşladığı saptanmış dolayısıyla biz bayanlar için pek evla bişey ve Cilt bakım ürünlerimin içinde bulunmasına özen gösterdiğim bi madde:) Serumların da konsantre yapısı itibariyle cildin alt tabakasına indiğini hesaba katarsak, Serumda Q10 maddesinin olması büyük nimet.

Rival de Loop Revital Q10 Serum,
30 ml lik pompalı bir cam şişede ve tüm cilt tiplerine uyumlu. Yalnız 25 yaş üzeri için. Düzenli kullanıldığında, ciltteki çizgilerin ve kırışıklıkların derinliğinin azalacağını ve cildin gençleşeceğini vaad ediyor.
Ben düzenli olmasa da yaklaşık dört aydır kullanıyorum. Kolay emilen hafif yapıda. Kokusu yoğun parfümlü ama çabuk uçuyor rahatsız edecek gibi değil. Bereketli bir ürün iki pompa tüm yüze ve boyuna yetiyor.
Gelelim etkilerinee
Öncelikle kırışıklığım olmadığını belirteyim:) Bu yüzden çizgiler üzerinde etkisini test edemem ama kişisel kanaatim; Kırışıklıklar üzerinde mucize bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Bu ürünleri 25 yaşından sonra kullanmaya başlıyoruz ki, cildimize ihtiyacı olan bakımı yapsın kırışmayalım ya da güzel yaşlanalım;)
Yoğun kırışıklığı olanlar daha profesyonel ürünlere ve bakım kürlerine yönelmeliler.
Serumun bendeki en belirgin etkisi yoğun ve derin nemlendirme oldu. Cildim çok kuru olduğu için sadece nemlendirici sürmek çoğu zaman yeterli olmuyor. Bu serumu kullandığım günlerin sabahı muhteşem nemli ve aydınlık bir ciltle uyanıyorum. Temiz cilde tonikten sonra sürüp, emilmesi için 3-5 dakika bekliyorum ardından nemlendiricimi uyguluyorum.
İlk kullandığım zamanlar pek fark yaratmadı ama geçen zamanda cildimin biraz daha sıkılaştığını hissettim ki bu da çok iyi bir etki. Hem yoğun nem veriyor Hem cildi aydınlatıyor Hemde cildi sıkılaştırıyor.  Zaten nemsiz cilt kırışır mantığından yola çıkarsak cildi derinlemesine nemlendirmesi yeterli bir başarı bence:)
Ben Severek Kullanmaya devam ediyorum ve bu serinin diğer ürünlerini de almayı düşünüyorum Göz çevresi ve günlük nemlendiricisi de varmış en kısa zamanda denemek istiyorum.
Uygun fiyatlı ve etkili bir cilt bakım serumu almak isteyenlere tavsiye ederim.
Umarım işinize yarar.
Hoşçakalın..



10 Ağustos 2016

Derle, Topla, Rahatla.Ev Düzenleme Sanatı Dolap Düzeni

Merhabalar
Bu defa kişisel bakımdan değil de şu bitmek bilmeyen ve neredeyse hepimizin sorunu olan evimizdeki düzenle ilgili yazmak istedim. Sorun diyorum çünkü ne kadar uğraşsak da ertesi gün bozulan bir düzen kurmuş oluyoruz. Sizi bilmem benim evim öyle. Dolayısıyla her gün ortalığı toparlamak için saatlerimi harcıyorum temizlik hariç. 
Geçtiğimiz aylarda bir kitap gözüme ilişti. Dünyada 3 milyondan fazla satmış.. Kitaptakileri uygulayanların evi bir daha bozulmayacak bir düzene giriyormuş.. Yazarın seminerlerine katılanların hayatı değişiyormuş falan filan bir sürü cezbedici kelime :) 

Derle, Topla, Rahatla. Japon Toplama ve Düzenleme Sanatı- Marie Kondo
Hemen kitabı aldım. Öyle okudum hayatım değişti gibi bir durum tabi ki olmadı ama biraz aydınlandım:) Kitaptan uzun uzuun bahsedebiliriz ama ben sizlere benim işime yarayan ve uygulanabilir noktalara değinmek istiyorum çünkü
Yazarımız bir Japon ve Japon evlerine göre Japon kültürüne göre bir düzenden bahsediyor e haliyle her şeyiyle bize uymuyor maalesef. 
Mesela gömme dolaplardan bahsediyor eşyaların o kocaman dolaplardaki düzeninden bahsediyor ama bilmiyor ki bizim evlerde hurçlar var :)) Çeyizlikler var. Misafir çarşafı Misafir havlusu Misafir için yemek takımları var Misafir odası var :) Bir çok evde Gömme dolap yok. Evlerimizdeki Mevcut dolaplarda yeterince çekmece yok! Ki ısrarla Çekmecelerin düzeni diyor. Okuduğunuz kitapları ayırın elden çıkarın diyor bence bu da mümkün değil. Ben bir koleksiyoncuyum hiç bir kitabımdan vazgeçemem. Yani yazarımız daha minimalist bir evden eşyalardan ve yaşam tarzından bahsediyor bu bizim kültürümüzde çok mümkün değil. Sadece Kullandıklarınıza sahip olun diyor, Bizler yatıya misafir ağırlarız E haliyle ona göre koltuklarımız yatağımız yastığımız döşeğimiz var.
Neyse ben size işe yarayanları yapılabilecekleri özet geçiyorum.
Bence kitabın adı Derle Topla Rahatla değil At Gitsin Rahatla olmalıymış. Amacımız evde ihtiyacımız olmayan kullanmadığımız ve atmaya kıyamadığımız AMA bizi mutlu etmeyen eşyaları elden çıkarmak.
Yazarımız Marie Kondo düzenlemeyi aylara uzatmayın bir anda başlayıp bitirin diyor ama bu mümkün değil. Yani benim öyle bir fırsatım yok kısım kısım başladım çamaşır işini hallettim diğer işlerle hala devam ediyorum. Bir anda başlayıp bitiren varsa tebrik ediyorum.
Öncelikle kategorilere ayırıp Ait olduğu yere değil de Ait olduğu gruba göre başlıyoruz. 
Önce Kıyafetler, Ayakkabılar, Kitaplar, Kağıtlar, Muhtelif Eşyalar ve son olarak Duygusal Bağ kurduğumuz eşyalar.
Doğru zamanda başlamak önemli. Sakin ve kararlı olduğunuz bir zamanda başlayın. Yani elinize ne geçerse atmayın. İşe başladığınızda aileden birisi yanınızda olmasın. Mesela benim annem asla bişeyleri attırmaz ve benim de aklımı çeler ayrıca hevesimi kaçırır :))
Eşyaları ayırırken tereddüt ettikleriniz varsa ATAMIYORsanız eşyayı elinize alıp düşünün diyor Marie abla :) Neden almıştınız? Nereden almıştınız? Sizin için anlamı ne? Size ne hissettiriyor? Sizin için amacını yerine getirdi mi? Bu sorularla kararınız netleşebilir.
Evet sıra geldi işe başlamaya. Ben evdeki genel düzeni sağlayıp yemek işini hallettikten sonra Atlas ı uyutup daldım Gardıroba.
Evde yaşayan herkesin tüm kıyafetlerini yazlık kışlık ne varsa hepsini salonun ortasına getirip yığın diyor. Tüm kıyafetleri tek tek elinize alın ve gözlerinizi kapatıp şu soruyu sorun: Bu kıyafet bana mutluluk veriyor mu? Evet işin felsefesi burada. Evinizdeki pantolondan çatala kadar her eşyayı elimize alıp bakıyoruz onunla mutlu muyuz?? Bu işe yarayan bi soru bu sayede bir çok şeyden kurtuldum.
Tabi ki evdeki tüm çamaşırları salona getirip yığmadım:)) Kendi dolabımdan başladım. Eskiyen, sevmediğim, zayıflayınca giyerim, daraltınca giyerim, düğünde giyerim, davette giyerim diyip giymediğim itina ile muhafaza ettiğim ne varsa, bunun rengi solmuş evde giyerim dediklerim de dahil!! Bu da önemli bir nokta!!
Marie nin dediği gibi evde de özenli olmalıyız. Elbette evde döpiyesle oturamayız ama evde giyerim diye diye ayırdıklarımız bizim için büyük bir istif tuzağı oluşturuyor. Ev için rahat ama özenli kıyafetler ayırıp gerisini elden çıkardım. Hepsini iki büyük torbaya doldurdum. Hem dolabım hem de ruhum hafifledi:) Cidden bak işe yarıyor. O dolaplar tıklım tıkış olunca enerjimizi alıyor. 
Feng Shui ye göre evdeki yaşam enerjisi Chi nin evde rahatça dolaşması ve evimizdeki negatif enerjileri temizlemesi gerek. Bu yüzden bizi mutlu etmeyen kötü hatırası olan ya da sevmediğimiz negatif enerjisi olan insanlardan gelen eşyaları evden çıkarmak gerek. Evimizin yükünü hafifletmek gerek.
Sonra açtım bazanın altındaki hurçları :)) Kışlıkları kazakları montları da aynı şekilde ayırdım. Kışlıklar üç torba oldu. 
Gelelim bu aşamada işin püf noktasınaaa
Ayırdıklarımızı derhal evden çıkarıyoruz. Yani bunu teyzemin kızına veriyim bunu arkadaşım Ayşe ye sorayım belki giyer demiceksiniz!! Onlar almazsa elinizde kalıyor ya da onlar da sizi kırmamak için alıyor bu defa orada bir istiflenme başlıyoor neagtif enerji hala dolaşıyor yani kararlı olmak şart. Toplayın ve evden çıkarın. Ben torbaları apartman görevlimizin eşine verdim gerisini o halleder zaten:)) Siz de böyle birine ya da bağış toplayan yerlere teslim edebilirsiniz.
Aynı işlemi Havlulara, Çarşaflara, Ayakkabı dolabına Eşimin ve Atlas ın dolabına uyguladım. Tabi bunlar bir günde bitmedi, fırsat buldukça yavaş yavaş yaptım ama sonuç harika oldu. Hepimizin dolabı çekmeceleri yarı yarıya azalıp hafifledi.
Şimdi fazlalıklardan kurtulduğumuza göre gelelim dolapların çekmecelerin düzenine.
Kıyafetleri ikiye ayırıyoruz. Asılacaklar ve katlanacaklar olarak. 
Asılacak olan kıyafetleri dolabı açınca Sağa Doğru artacak şekilde düzenliyoruz. Mesela Paltolar sol tarafta olacak ve sırasıyla Elbiseler, Etekler, Ceketler, Bluzlar. Siz bunu kıyafetlerin ağırlığına göre ayarlayın.
Marie Ablamızın kesinlikle karşı olduğu şeylerden biri de saklama kutuları!! 
Ne kadar çok saklama kutusu o kadar eşya demek!! Bu yüzden saklama kutusu değil raf düzenleyicilerden yardım alıyoruz. Yazarımız ayakkabı kutularını tavsiye ediyor. Çekmeceleri bölen aparatlardan da faydalanabiliriz. 
Çamaşırları nasıl katlayıp yerden tasarruf ederiz ve daha düzenli hale gelir sorusunun Büyük ve En etkili cevabı DİKDÖRTGEN!!
Evet her şeyi dikdörtgen katlayıp çekmeceye dik bir şekilde yerleştiriyoruz. Bununla ilgili Youtube da videolar var ben buraya bir tane ekliyorum çünkü tarif etmem biraz zor:) Video için Tıklayın
Bu katlama şekliyle hem yerden tasarruf ediyoruz hem de çamaşırlar asla eskisi gibi dağınık olmuyor aradığımızı kolayca buluyoruz. Ha günlük kıyafetlerle dışarıda giydiklerimizi de ayrı bölümlere koyuyoruz. Eğer yeterli çekmece yoksa dolapların içine göre çekmece görevi gören düzenleyiciler, sepetler işinizi görecektir. Ben şifonyeri boşaltıp kendi eşyalarımı yerleştirdim:) Bulunca ayrıca sepetler almayı düşünüyorum hala tam istediğim gibi olmadı:(
Bundan sonra istikrar önemli. Öncelikle bir daha, asla giymeyeceğimiz ihtiyacımız olmayan bir şeyi almamak, giyilmeyenleri biriktirmemek, Çamaşırları bekletmeden katlayıp yerleştirmek, giyeceğimiz kıyafeti alırken biraz elimizle toparlamak. İnanın yetiyor zor değil. Zaten evdeki iş yükünün neredeyse yarısı bu giysi dolaplarının düzeni. E dolaplar düzenli olduğunda işimizin yarısı bitmiş oluyor.
Yazı uzun oldu:)) Şimdi çamaşır kıyafet dolap düzeni işlerimizi bitirdik. Bir daha ki sefere evdeki kağıt yığınlarına, çocuk odasına ve mutfağa geçelim. Bu arada siz de dolaplara bi el atın. İnstagram da daha aktifim beni oradan da takip edebilirsiniz.
Umarım işinize yarar.
Hoşçakalın..

10 Haziran 2016

ALOE VERA YAĞI - Evde Aloe Vera Yağı Yapımı

Merhabalar
Bugün Organik İşlerde Aloe Vera Yağı Yapımı var.
Hepimiz sağda solda kozmetik ürünlerde ve özellikle bu aralar çok popüler olan LR markasının Aloe vera lı ürünlerini duyuyoruz. Cilt hastalıklarına çok iyi geldiğini biliyoruz. Peki nedir bu Aloe Vera?
Tıbbi olan ve ülkemizde kullanılan ismi Sarısabır. Aslında Zambak Familyasından bir bitkidir. Görüntüsü dikensiz kaktüs gibidir. Evlerde balkonda bahçede çok bakım istemeden yetiştirilebilir. 
İçinde 18 aminoasit, 20 mineral, 12 vitamin ve çok sayıda enzim bulunur dolayısıyla tıpta çok kullanılan bir bitkidir. Kabuk kısmı müshil etkisi gösterir.
Bize lazım olan yani Cilt için kullanılan kısmı içindeki Jeli.
Aloe Vera jeli cilt ve saçta sayısız fayda sağlıyor.
Özellikle Yara,Yanık, böcek sokması, Güneş yanıklarında hızlı tedavi özelliğiyle evde bulunması gerektiğine inanıyorum ve evimde yıllardır yetiştiriyorum.Küçük mutfak kazalarında ucundan biraz kırıp sorunun olduğu bölgeye sürüyorum. Hem yangı hissini alıyor hemde hızlı iyileşme sağlıyor. Sedef ve Egzema gibi cilt hastalıklarına da iyi geldiği söyleniyor ama bunu deneyimlemediğim için bişey söylemem doğru olmaz..
Aloe Vera jelinde bulunan mineral ve aminoasitler sayesinde cilt güzelliğine müthiş katkı sağlıyor. Kuru ciltlere nem veriyor, sivilceler üzerine sürüldüğünde hızlı iyileşme sağlıyor. Bunu da ciiltteki kan dolaşımını artırarak sağlıyor.
Ben haftada bir falan özellikle peeling sonrası, evdeki bitkimin ucundan koparıp içindeki jeli göz çevresi hariç tüm yüzüme maske gibi kullanıyorum. Ertesi güne yumuşacık ve daha aydınlık bir ciltle uyanıyorum.
Bu evdeki bitkinin Jeli yani Saf hali hassas ciltlerde kaşınma ve batma yapabilir!! Minik bir bölgede test etmeden tüm yüze uygulamayın!!
Gelelim benim yağı yapma amacıma.
Ben Lekelere de çok iyi geldiğini duydum. İnternette çok sayıda yorum okudum. Dedim ya ben haftada bir yaptığım için lekelerdeki etkisini görmem mümkün değil.
Netten yaptığım araştırmalar sonucu Aloe Vera yağı yapmaya karar verdim. Daha önce evde Gül Yağı yapımını yazmıştım buradan ulaşabilirsiniz. Evvelinden de Kantaron Yağından idmanlıyım:) Yani bişeylerin yağını doğal katkısız şekilde çıkarmanın yolunu biliyorum.
Evdeki Aloe Vera bitkimin olgunlaşmış yapraklarından, 4 tanesini Köke yakın yerlerinden kırıp aldım. İnternette bir tane büyük yaprak diyor ama ben yoğun bişey olsun istediğimden ve nasıl olsa kökü bende diyerek malzemeyi bol koydum :))
Aloe Vera yapraklarını ellerimle hafiften ezerek parçaladım ya da doğradım diyelim. Metalle temas etmemesi gerektiğinden ellerimle parçaladım.

Cam kavanoza doldurdum. İnternetteki tarifte 1 lt zeytinyağı diyor ama ben yine ona uymadım kendi bildiğim yöntemle yaptım. Yani resimde de gördüğünüz gibi üzerini bi kaç parmak geçecek kadar zeytinyağı koydum.Dediğim gibi yoğun özlü bişey olsun istiyorum. 
Evvet yağımız hazır. Şimdi bu kavanozu balkona güneş gören bir yere koyuyoruz. Mümkünse her gün ya da aklınıza geldikçe tahta bir kaşıkla kavanozdaki Aloe Vera parçalarını eziyoruz. 
Aloe Vera lı kavanozumuzu 20-30 gün güneşte kalıyor yani bir ay kalsa tadından yenmez:)
Sonrasında kavanozu bir süzgece boşaltıp süzdürüyoruz. Süzgecin altına bi kap yerleştirmeyi unutmayın tabi ki:)) Aloe Vera Parçalarını elimizle iyice eziyoruz. Çıkan yağı Koyu renkli bir şişeye dolduruyoruz, Koyu renkli olmalı ışıktan ve güneşten etkilenmesin. Ben şurup şişesi kullanıyorum sizde öyle yapabilirsiniz. Serin bir yerde ya da buzdolabında muhafaza edebilirsiniz. Yaklaşık bir yıl ömrü var. 
Evet ben yağımı yaptım güneşe koydum. Olduktan sonra kullanmaya başlarım. Sonuçlarını etkilerini yine paylaşırım merak etmeyin ;)
Umarım işinize yarar.
Hoşçakalın..